5 Kasım 2013 Salı


KENTE İLİŞKİN BİR NOT DEFTERİ: YOLCU
Seher UYSAL

Genellikle video çalışmalarıyla çeşitli karma sergilerden tanıdığımız Harun Töle'nin Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Yolcu”, 17 Kasım tarihine kadar GaleriBu'da. "Yolcu" çeşitli kent hallerini mercek altına alan, kentin yapısından beslenen bir sergi. Töle'nin amacı yaşadığı kenti anlatmaktan ziyade, tıpkı bir yolcu gibi geçip gittiği sokaklarda, birbirine benzer tanıdık hallerin, kısa süreli gerçekleşip biten anların kayıtlarını tutmak; kentin kendine özgü yapısını sorgulamak ve buradan yola çıkarak, yolcu olma halinin insana yaşattığı birebir tecrübeyi aktarmak. Bu tecrübeyi tanıdığı ama yaşamadığı Leipzig, Berlin, Amsterdam gibi batılı kentlerin yanı sıra İstanbul ve Kocaeli gibi şehirler üzerinden aktarıyor. Fotoğraflar da bu nedenle turistik ve tanıdık öğeleri değil; yansımaları, yağmurla birden oluşan küçük göletleri, mağaza vitrinlerinin ışıl ışıl, insanları kendine çağıran yapısını, sokakta geçici performanslar gerçekleştiren kişileri, kent duvarlarını, bu duvarlardaki graffitileri, posterleri, kısa süreli oluşan "tablo"ları, arnavut kaldırımlarının tanıdık eski dokusunu gösteriyor.
Video çalışmaları ise çoğunlukla kent içinde birbirine dokunmaya çalışan, kendilerine özgü dünyaları çevresine aktarmakta zorlanan insan hallerini işaret ediyor. Dileklerini bir kağıda yazıp asan, dileklerin gerçekleşmesini istediği kadar, başkalarının da benzer şeyleri dilediğini görerek çoğalmayı uman ve kendilerine benzeyenlere ulaşmaya çalışan bireyleri anlatıyor. Adliye binalarının önünde çalışan arzuhalcilere benzeyen “Mektupçu” ise; daktilo gibi artık pek kullanılmayan ve nostaljik bir nesneye dönüşen araç ile bizler için tanıdık ama eski bir mesleğin rolünü ters çevirerek, insanlar arası bir iletişim yöntemine dönüştürüyor. Mektupçu bir videonun yanı sıra, videodaki objeyi (daktiloyu) içeren bir düzenleme ve sergi misafirlerinden katılım da bekliyor. Böylece kişilerin kapalı dünyasını dışarıya açmaları için küçük çaplı bir girişim ve olasılık yaratıyor.
Yin Yang, bu çokça bilinen sembolün, hipnotik bir etki yaratacak şekilde kısa sürede büyümesini gösteren soyut bir görselle başlayıp, kısa sürede seslerin de yardımıyla tanıdık bir hal almaya başlıyor.  Kentin iyi ve kötü taraflarının oluşturduğu kendi içinde bir dengeyi işaret eden bu kısa video çalışma, Töle’nin şehir içinde kendini olup biteni gözleyen ve kayıt tutan bir izleyici olarak konumlandırışının bir işareti olarak görülebilir. Olup bitene müdahale etmekten çok, onları gözlemleyen ve bu süre zarfında kısa süreli rastlaşmalar sayesinde küçük resimsel anlar yakalayan, nesnelere ve mekanlara daha dikkatli bakmanın bireylere yaptıracağı küçük keşiflerle ilgilenen bir sanatçı Töle.
Galeri mekanından alıp çıkabileceğiniz kartpostallarsa yine aslında kaybolmaya yüz tutan bir iletişim aracını işaret ediyor. Turistlerin yeni gittikleri kentlerde aldıkları, çoğunlukla kentin önemli anıtlarını, saraylarını gösteren kartpostalların rolü küçük bir oyunla ters çevrilerek; her sokakta görülebilecek türden, duvarlara uygulanmış sokak sanatı örneklerini gösteriyor. Yine de bir iletişim olanağından ziyade artık kullanılmayan bir anı nesnesini, bir nostalji duygusunu hatırlatıyor.
Harun Töle’nin ilk kişisel sergisi bu anlamda kente yönelik bir eleştiriden ziyade, tanıklıklara mekanlara ilişkin bir kişisel not defteri. Bakıp geçilen, bilinen ama herşeyin görünür olduğu bir kent mekanında, artık görünürlüğünü yitirmiş olan; an, nesne ve olayları işaret eden bir kayıt defteri bu. Yine de kayıtları gerçekçi bir belgesel gibi değil, olaylara tanık olan bir görgü tanığının kendi bakış açısı üzerinden yansıtıyor. Böylece tüm bu kişisel hikayeler, gören kişilerin de birden hatırladığı, tanıdık ve bildik hikayeleri onlara yeniden yaşatıyor. “Yolcu” 1-17 Kasım tarihleri arasında Pazartesi hariç her gün GaleriBu’da görülebilir.